Kişi olmaya dair
Çalıştığınız yerde işler yolunda gitmiyor. Her gün gitmek istemediğiniz bir işe gidiyorsunuz. Gitmezseniz geliriniz olmayacak. Ailenizle aranızda ciddi iletişim bozukluğu var. Kendinizi güvende hissetmiyorsunuz. Arkadaşlarınızla aranız iyi değil..
Uzun süren mesailer eve giderken yapmak zorunda olduğunuz alışveriş, evde yığın ütüler. Ya da hiçbiri…
İşler yolundayken bile strese girebilirsiniz. Biri size iyi davrandı diye kuşku duyabilirsiniz. Eviniz fazla temiz diye bile rahatsız olabilirsiniz. Tv de izlediğimiz haberler, ülkenin gündemi..
Yakın çevrenizde yaşadığınız kayıplar, hastalıkları da eklerseniz artık daha fazla dayanmazsınız ve hastalanmaya başlarsınız. Bel yada boyun fıtıklarınız, mide ülseriniz, ağrılarınız, alerjileriniz …
Rahatsız, acı, kaygı, endişe, korku, belirsizlik….. Ya da görünür de herşey yolunda belki. Ama içinizde bir mutsuzluk var.
Ve yaşadığımız dünyada karşılaştığımız olaylarda ve durumlarda gördüğünüz gibi olayları değiştiremiyoruz. O halde olayları değil olaylara bakış açımızı değiştirmeyi öğrenmeliyiz belki de. Stresle başa çıkmayı öğrenip, stresi yönetebilmeyi öğrenmeliyiz belki de.
Ya güven sahibi ve inançlı bir insan olmayı seçersiniz; Sosyal, konuşkan, rahat geniş, tasasız, canlı güvenilir, geçimli ve iyimser. Kazanmak ve başarılı olmak için yaşarsınız . Hedefleriniz vardır. Ve engelleri basamak olarak görürsünüz.
Ya da korku ve kuşku dolu bir insan olmayı seçersiniz; Katı, endişeli, alıngan, ketum, asosyal, kötümser …Fırsatlar önünüze geldiğinde korku ve kuşkuyla kaybetmeye mahkum olmayı seçersiniz. Adım atmaktan, karar vermekten kaçar ve engelleri hayal kırıklığı olarak görürsünüz.
Mutsuz olmak korku ve endişe içinde tükenmek, sefalet içinde yaşamak reddedilmiş ve değersiz hissetmek kimsenin kaderi değildir.
Hayatınızı zenginleştirme potansiyeli kendi içinizdedir.Kendinizi yaşadığınız hayatta kurban görmekten vazgeçin ve adım atın.
Sevgi ve ışıkla...
Oya Tunka